samsung replika,dan osmanli tarihi3

 samsung replika


samsung replika,dan osmanli tarihi3 evet arladaslar sizler icin elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve samsung replika diyorki Surre-i hümâyûnda paralar dışında gönderilen ve nâdir bulunan kıymetli halılar, seccâdeler, murassa avizeler, şamdanlar, baha biçilmez mushaf-ı şerifler, levhalar, pûşideler (örtüler), gümüş perde halkaları, okkalarla buhurlar, elbiseler, Mekke emirine mahsus sırmalı ve işlemeli kaftan, mücevherli kılıç, inciden teşbih ve daha pek çok kıymetli hediyeler ise, Mekke ve Medine'deki mübâ-rek makâmlara, seyyidlere, şeriflere, fakirlere, zâhidlere hediye edilirdi. Bu arada pâdişâhın ve saray erkânının dışında, mübârek makamlara ve orada bulunan müslümanlara hediyeler göndermek isteyenler, armağanını sur-reye teslim ederdi.OsmanlI sultanlarının yirmin-cisi ve İslâm halifelerinin seksen beşincisi. Sultan İbrâhim Hân’ın oğlu olup, 15 Nisan 1642 senesinde Sâliha Dilâşub Sultan’dan doğdu. Şehzâdeliğinde mükemmel tahsil ve terbiye gördü. Kardeşi sultan dördüncü Mehmed Han zamânında sarayda husûsi hocalardan ders aldı. Hattat Tokatlı Ahmed Efendi’den sülüs ve nesih hattını öğrendi. Dördüncü Mehmed Han’ın tahttan indirilmesi üzerine, 8 Kasım 1687 de OsmanlI sultânı oldu.
Sultan ikinci Süleymân Han tahta geçtiğinde, OsmanlI Devleti; Avusturya, Venedik, Papalık. Lehistan. Malta, Toskana ve Rusya ile harb hâlindevdi. Os-
sırıe rağmen, v| madasını işgâl cephesindeki nin düşman İstanbul yoluni Macaristan’da meydana gelmi^ sız, imdatsız kal kasabalarda mi yapacağını şa^ dirâyetli bir baf umûm bir panil masına sebeb ol içinde, bir an öı carıstan’dan ht atmak ihtirâsıyla çılgınca saldıran lerine karşı esas olamazdı. Niteki kayıplarından s Uyvar, Estergon ler ve Budin gib Türk yurdu elde 1687’de Eğri kak oldu. Daha sonr Istolni-Belgrad, ( nok. Lippa. illok, eline geçti. Bo Banyaluka, izvı kaleleri düştü.Cephe boş k, birer düşerken, uğraşmalara rağ rülemeyip. İstanI balık yapmaya b ayaklanmalar çı Siyavuş Paşa’yı düler. Yerine de< vezir olan Nişa tâyin edildi (2 M Paşa. İstanbul ' zorba ve âsileri kâtına girıştiyse onu azlettirmeyi rine Tekirdağlı Paşa sadrâzam 1688).Türkiye’nin altı câmisidir. Câmi, Is-ıdi adıyla anılan Sul-amtindedir. Sultan îd Han tarafından minin mîmârı baş (kâr Mehmed Ağa'
Mar-jen İstanbul’a gelen tanahmed Câmii’ni nuhteşem manzara-Bizanshipodrumu-9narında Atmeyda-îofya Câmii’nin karılan bu Câmi, Os-sinin şaheseridir, lîmârisinin en büyük biri olan Sultanah-’nin temeli 1609 esinde atıldı. Câmi-tılırken ilk kazmayı, k âlimi ve meşhur lahmûd Hüdâî haz-Itan birinci Ahmed Pâdişâh elbisesinin îk doldurup taşıyabil Ahmed kulunun jiyerek Allahü teâ-ıştir. OsmanlI Devleti’nin ihtişâinını, mîmârideki gücünü, san’attaki inceliğini, zerâ-fetini, tezyinatını gösteren muhteşem eser... .Sultanaiınıed Câmii.
lerle süslenmiş olup, çapı beş metredir. Ortadaki büyük kubbe dört yarım kubbe, yarım kubbeleri de daha küçük üçer yarım kubbe taşımaktadır. Mihrab tarafında üç yarım kubbe yerine iki yanm kubbe konmuştur. Kare şeklinde bir sâhayı örten büyük orta kubbe ile dört yarım kubbenin köşelerinde kalan boşluklar gâyet zarif bir şekilde küçük kubbelerle doldurulmuştur. Câminin 260 penceresi vardır. Bu sayede câminin içi ferâh bir havaya bürünmüştür Pencereler öyle yerleştirilmiştir ki, büyük kubbe diğer kısımlarla büyük bir âhenk içinde olup sanki havada asılı gibi durmaktadır. Câminin tezyînâtında mâvi ve yeşil renkte örgülerle süslenmiş iki milyon bin kırk üç adet beyaz çini, benzeri az bulunan bu muhteşem mâbede bambaşka bir güzellik vermiştir. Bu eşsiz zenginlikteki çinilere hayran kalan AvrupalIlar, eşsiz bir san’at âbidesi olan Sultanahmed Câmii’ne Mâvi Câmi adını vermişlerdir, riâminin nÂdide vazılarını omahfeli, minberi, pencere aralarında panolar, taç mermer işçiliğinin ve oymacılık san’atının şâheserleridir. En nâdir ve renk renk taşlardan sanki kuyumcu san’atkârının elinden çıkmış gibi oyulan yaprak, lâle çiçek motiflerindeki güzellik, görenleri hayretler içerisinde bırakmaktadır.
Câminin iç avlusunun zemini mermer döşeli, etrâfı yirmi altı kemerli revak ile çevrilidir. Dış avluya bakan duvarlarda otuz sekiz pencere vardır. İç avluya ikisi yanlardan, bin cepheden üç kapı açılır. Bu kapıların kanatları tunçtan yapılmıştır. İç avludaki şadırvan, altı mermer sütûnlu saçak altında olup, yalnız su içmek için yapılmıştır. Abdest muslukları câminin dışında iki yanında bulunmaktadır.Sultanahmed Câmii’nin bir diğer husûsiyeti de külliye hâlinde yapılmış olmasıdır. Külli-yesinde câmi ana binâsından başka, kasr-ı hümâyûn, tabhâne, imâret, medrese, mekteb, dârüş-.sifâ. asker odaları, dükkanlar.almıyordu. Bu sırada Avusturya kumandanı Maximillian otuz bin kişilik bir kuvvetle Zemlin’de bulunan Tökely Imre ve Osmanlı kuvvetlerini mağlûb ettikten sonra. Yeğen Osman Paşa’nın dayısı Veli Paşa’nın gafletinden istifâde ile on bin kadar askerle Belgrad tarafına geçip, karşısına gelen Osmanlı kuvvetlerini bozdu ve Belgrad'ı kuşattı. Serdâr Osman Paşa, emrine bin yedi yüz asker verdiği Ahmed Paşa’yı Belgrad’ın muhâfazasına bıraktıktan sonra, Niş'e kaçtı. Belgrad’ın düşmesi, düşmanın kolayca Balkan yarımadasına inmesine sebeb olacağından, Süleymân Han imdat yetiştirilmesi için fermanlar yolladı. Fakat Osman Paşa’nın kayıtsızlığı üzerine 8 Eylül 1688’de Belgrad düştü. Bu arada Semendire ve Tuna’nın sol sâhilinde Macaristan topraklarında kalan Pançova Palangaları da düşman işgâline uğradı. Macaristan’da yalnız Tameşvar, yokluk içinde müdâfaasına de-vâm ediyordu.Bu vahim durum üzerine Edirne’de durumun müzâkere edilmesi için toplantı yapılması kararlaştırıldı. Devlet erkânı, ulemâ ve kapıkulu reislerinin yanında bu sırada Kırım hanı olan değerli devlet adamı Selim Giray Han’ın da katıldığı toplantı sonunda, âsî askeri arkasına alarak emir dinlemeyip bir çok mühim kalenin düşmesine sebeb olan Yeğen Osman Paşa’nm katline felvâ verildi. Avusturya cephesi serdârlığına Recep Paşa tâyin edildi. Osman Paşa’nın tenkil edilmesi vazifesini de üstlenen Recep Paşa, kısa bir süre içinde kuvvetlerini dağıttığı Osman Pa-şa’yı yakalayarak gerekli cezâyı verdi.
Avusturya cephesinde bozgunlar sürerken, Venedik cephesinde de durum pek parlak değildi. Osmanlı ordularının Avusturya cephesinde perişan olmasını fırsat bilen Venedik, büyük kuvvetlerle saldırıya geçip, Mora’yı almış. Atik kıyısına geçerek Atina’yı da zaptetmişti. Bu muvaffakiyetten sonra iyice cesâ-retlenen Venedik donanması, 14 Temmuz 1688’de de Ağrıboz önüne geldi. Amirâl Morasini kumandasındaki donanmada 62 kalyon, 54 adet kadırga, 6 mavna ve 18 firkate vardı. Ağrıboz muhâ-fızı vezir Çelebi Ibrâhim Paşa, yardım alamamasına rağmen çok az sayıdaki askeriyle düşmana şiddetle mukâvemet etti. 106 gün boyunca kaleye defâlarca saldıran Venedikliler, kayıplarının çok fazla olması sebebiyle 30 Ekim 1688’de muhâsarayı kaldırıp geri çekildiler.samsung replika sizler icin sundu.




replika samsung, samsung replika,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder