samsung note 4,den islam bilgisi66

 samsung note 4


samsung note 4,den islam bilgisi66  bugün samsung note 4 sizin icin sunuyor samsung note 4 cok calıstı samsung note 4 islam yazılarını  sizlere sunuyor samsung note 4 diyorki Keşf ve ilhâmlarda yanlışlık, yalnız şeytân tarafından gelmez. Çok defa, şeytân hiç karışmadan, hayâlde, doğru olmıyan ba’zı şeyler hâsıl olur. Meselâ, ba’zan Peygamberimizi «sallallahü aleyhi ve sellem» rü’yâda görüp, ba’zı şeyler öğrenenler oluyor ki, bu öğrendikleri, kitâblara uymamakdadır. Hâlbuki, bu rü’yâlara şeytânın karışmadığı meydandadır. Çünki, şeytânın, her ne sûretle olursa olsun, Peygamber «sallallahü aleyhi ve sellem» efendimizin şekline giremiye-ceğini, âlimlerimiz bildirmekdedir. İşte, böyle rü’yâlarda, hayâl, yanlış şeyleri, doğru gibi, göstermekdedir.

Süâl: Evliyânın kerâmeti ile, kâfirlerde hâsıl olan istidrâc birbirine benziyor. Acemî bir tâlib, bir hârik-ul’âde görünce, bir Velînin kerâmeti, veyâhud bir yalancının istidrâcı mı olduğunu, nasıl ayırd edebilir?

Cevâb: Bunu ayıracak, tâlibin vicdânıdır. O kimse ile konuşunca, tâlibin kalbinde, dünyâ sevgisi azalıp, AUahü teâlâya bağlılığı artarsa onun, kerâmet sâhibi bir Velî olduğunu anlar. Eğer böyle olmazsa, istidrâc gösteren bir yalancı olduğu anlaşılır. Onun sözleri ile, kalbinde bir değişiklik duymıyan kimse, hayvan gibi olan câhil bir kimsedir. Hevesi olan, isteği bulunan tâlib, kalbindeki bu değişikliği, çok güzel sezer. Bu seçilmiş, nûrlu insanlar, câhillerin duymamasına ehemmiyyet vermez. Çünki, rûhu hasta, gözü kör olanlar, duygusuz olur. Kalbdeki bu değişikliğini anlamakdan dahâ mühim ve dahâ lüzûmlu, birçok bilgilerden, bu câhillerin haberi yokdur. (Velî olmak için, AUahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanmalıdır) demişlerdir. Ya’nî AUahü teâlânın sıfatlarına uygun sıfatlar Evliyâda hâsıl olur. Fekat,. bu benzerlik, yalnız ismdedir ve uygunluk, sıfatların topluluğundadır. Yoksa, sıfatların husûsiyyetlerinde berâberlik olamaz. (AUahü teâlânın ahlâkı Ue ahlâklanınız) emrini anlatırken, Hâce Muhammed Pârisâ «kuddise sirruh»

Bir ay geçmeden bu hâlinizin değişdiği anlaşılıyor ve pek çabuk eski hâlinize döndüğünüz görülüyor. Bu gerilemeniz, o iki rü’yânın şeytânî olduğu veya yanlış bir keşf olduğu düşüncesini hâsıl etmekdedir. O mektûbunuz nasıldı, bu mek-tûbunuz nasıldır? Fârisî beyt tercemesi:

Söyle ona, neden kötülük yapıyor?

Bana değil, kendi kendine ediyor.

Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafânın «aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât» izinde gidenlere Allahü teâlâ selâmet versin!

Bu mektûb, meyân Seyyid Ahmede yazılmışdır. Nübüvvetin vilâ-yetden dahâ üstün olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ bizi ve sizi ve bütün müslimânları Peygamberlerin efendisine «aleyhi ve alâ âlihi ve aleyhim minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ» uymakdan ayırmasın! Tesavvuf yolunda-kilerin büyüklerinden birkaçı, sekr hâlinde iken, (Vilâyet nübüvvet-den dahâ üstündür) dedi. Birkaçı da (Üstün olan vilâyet. Peygamberin kendi vilâyetidir) diyerek. Velînin Nebiden dahâ üstün olacağının anlaşılmasını önlediler. Fekat, işin doğrusu, bunun tersidir. Çünki, Peygamberin nübüvveti, kendi vilâyetinden de dahâ üstündür. Vilâyet makâmlannda olanlar, göğüslerinin sıkıntısından, halk ile bir-likde bulunamıyorlar. Peygamberlikde ise, göğüsleri çok geniş olduğundan, Hak teâlâ ile olmalan, halk ile birlikde olmalarına ve halk ile birlikde olmaları da, Hak teâlâ ile olmalanna engel değildir. Peygamberlikde, yalnız halk ile olmak yokdur. Bunun için, yalnız Hak teâlâ ile olan vilâyet, nübüvvetden dahâ üstün değildir. Allahü teâlâ korusun, câhil insanlar yalnız halk ile olur. Nübüvvetin şânı, şerefi bundan çok yüksekdir. Bu sözümüzü iyi anlamak, sekr sâhible-rine güç gelir. Hâlleri doğru olan büyükler, böyle olduğunu çok iyi bilirler. Arabî mısra’ tercemesi:

Ni’mete kavuşanlara âfiyet olsun!

Ayrıca dileğimiz şudur ki, meyân şeyh Abdürrahîmin oğlu Şâh Abdüllah ile yakınlığımız, kardeşliğimiz vardır. Babası, çok zeman Behâdır hânın emrinde çalışmışdır. Oradan geliri vardı. Şimdi gözleri kuvvetten düşdü. Behâdır hânın yanında çalışmak için oğlunu gön.


Bu mektûb, Hakim Sadr’a gönderilmişdir. Kalbin selâmeti ve Hak teâlâdan başka şeyleri unutması bildirilmekdedir:

Allah adamları, kalb hastalıklarının tabîbleridir. Bâtın hastalıklarının giderilmesi, bu büyüklerin tedâvîsi ile olur. Bunların sözleri ilâcdır. Bakışları şifâdır. Onlarla berâber bulunanlar kötü olmaz. Onlar Allah adamlarıdır. Onlarla yağmur yağdırılır. Onlarla rızk gönderilir. Bâtın hastalıklarının en kötüsü ve kalb bozukluklarının başı, kalbin Hak teâlâdan başka şeylere bağlanmasıdır. Bu bağlılık-dan büsbütün kurtulmadıkça kalb selâmet bulamaz. Çünki, Allahü teâlâ, hiçbir yerde ortak istemez. Zümer sûresi üçüncü [3] âyetinde, (Biliniz ki, Allahü teâlâ için olan din, yalnız onun için olan hâlis dindir) buyuruldu. Hele, şeriki, ortağı dahâ üstün tutmak,hayâsızlığın, alçaklığın sonu olur. Allahü teâlâdan başka şeyleri, Ondan dahâ çok sevmek, onun sevgisi hiç gibi kalmak, ne büyük hayâsızlıkdır! Hadîs-i şerîfde (Haya, îmânın bir parçasıdır) buyuruldu ki, bu hâya bildirilmekdedir.

Kalbin hastalıkdan kurtulmasının, ya’nî Hak teâlâdan başka şeylere bağlılığı kalmamasının alâmeti, işâreti, kalbin mâ-sivâyı büsbütün unutmasıdır. Hiçbirşeyi hâtırlayamamasıdır. Birşeyi düşünmek için zorlansa, hiç düşünemez. Böyle bir kalbin herhangi bir şeye bağlılığı olamaz. Allah adamları, ya’nî Velîler, kalbin bu hâline (Fenâ) demişdir. Bu yolda birinci adım budur. Sonsuz olan nûrların görünmesi ve ma’rifetlerin, hikmetlerin gelmesi, bu zeman başlar. Fenâya kavuşmadıkça, hiçbirşey ele geçemez. Fârisî beyt tercemesi:


yor ki, (Allahü teâlânın bir ismi, (Melik) dir. Bu, herşeye hâkim, gâlib demekdir. Tâlib tasavvuf yolunda ilerlerken, kendi nefsine hâkim, gâlib olur ve başkalarının kalblerine te'sîr etmeğe başlarsa, bu sıfat ile ahlâklanmış olur. Allahü teâlânın bir ismi de, (Semf) dir. Ya’nî işiticidir. Tâlib, doğru sözü herkesden kabûl eder ve gizli hakikatleri, cân kulağı ile duyarsa, bu sıfatla, huylanmış olur. Bir sıfatı da, (Basîr) dir. Ya’nî, Allahü teâlâ, herşeyi görür. Tâlibin kalb gözü açılır ve fırâset ışığı ile, kendi ayblarım ve başkalannın iyi huylarını görürse, ya’nî başkalarını kendinden dahâ üstün görürse ve Allahü teâlânın her ân gördüğünü, göz önünde bulundurarak, hep Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yaparsa, bu sıfatla huylanmış olur. Bir sıfatı da, (Muhyî) dir. Ya’nî Allahü teâlâ dirilticidir. Tâlib, unutulmuş sünnetleri canlandırır, meydana çıkarırsa, bu sıfatla, sıfatlanmış olur. Bir sıfatı da, Mümîtdir. (Mümît), öldürücü demekdir. Tâlib, sünnetlerin yerine yerleşmiş olan, bid’atleri men’ eder, yok ederse, bu sıfatla sıfatlanmış olur. Bütün sıfatlar, bunlar gibidir). Câhiller, bu ahlâklan-mayı başka dürlü anlamış ve yoldan çıkmışdır. Velîler, ölüleri diriltir, gayb olan şeyleri bilir sanmışlar. Böyle, dahâ nice bozuk düşüncelere saplanmışlardır. Hâlbuki, ba’zı zanlar, günâhdır.

Hârika, yalnız ölüleri diriltmek, istediğini öldürmek demek değildir. İlhâm yolu ile gelen bilgiler, kerâmetlerin en büyüğüdür. Nitekim, mu’cizelerin en kuvvetlisi ve kıyâmete kadar kalanı Kur’ân-ı kerîm mu’cizesidir.

Gözü açmalı, iyi görmeli ki, ilmler, ma’rifetler, nisan yağmuru gibi, yağmakdadır. O kadar çok oldukları hâlde, hepsi islâmiyyete uygundur. İslâmiyyetden kıl kadar ayrılanı yokdur. Bu da, hepsinin doğru olduğuna, açık bir alâmetdir. Zâten, yüksek hocam Muham-med Bâkî-billah «kuddise sirruh», (Size ilhâm olunan ilmlerin hepsi doğrudur) buyurmuşdur. Fekat ne fâide ki, hocam hazretlerinin sözü, sizin için güvenilecek sened değildir. Kendinize, bir de pîrini çok seven diyorsunuz. Mektûbunuzda, inâd ve i’tirâz kokusu vardı. Fekat, kıymetli bilgilerin yazılmasına sebeb olduğundan, iyi oldu. Fârisî beyt tercemesi;

Elbet bulunur, bir güzellik çirkinde;

İnci gibi görünür dişler, zencide.

Şaşılacak-şeydir ki, bundan önceki mektûbunuzda çok sevgi ve saygı göstermişdiniz. Arka arkaya gördüğünüz iki rü’yâdan dolayı




Bu mektûb, şeyh Abdül - Celîl-i Tehânîserîye yazılmışdır. Birinci vazifemiz, Ehl-i sünnet vel-cemâ’at i'tikâdını elde etmek olduğu bildirilmekdedir:

Hak teâlâ, zarar ziyân içinde olan bizleri; doğru oldukları müjdelenmiş olan, Ehl-i sünnet vel-cemâ’at âlimlerinin bildirdikleri i’ti-kâda kavuşdursun! Beğendiği işleri yapmakla şereflendirsin! Bu iyi işleri yapmakdan hâsıl olan hâlleri de ihsân buyursun! Kendi mukaddes makâmına çeksin! Fârisî mısra’ tercemesi:samsung note 4 sundu.


samsung note 4

samsung note4

seo uzmanı

seo calısması

seo fiyatları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder