samsung replika,dan osmanli bilgileri5

 samsung replika

samsung replika,dan osmanli bilgileri5 bugün ben ve samsung replika sizler icin elimizden gelen gayreti gösteriyoruz samsung replika diyorki tiâm-ı a’zam gibi ıln türbelerini de sebeble Kânûnî İn, Şâh’a gön-(tupta; "Cihânın ımıza niçin adam jnu arz etmedin, mız, Tebriz’den ın. İran, Turan ve ılmak üzere hare-. Bugüne kadar acaristan ve Al-ıthâneleri İslâm la meşgûl olmam ( tâcını başından ın tarîkatine göre iarak seni derviş-ırtmadıkça asker-9ktir” diye hitapta \yrica babasının açanı kovmak ve lek âdet ve kâide-n vücûdunun kur-latmakta idi. erâber Osmanlı ın sözünde dur-ınmuyorlardı.Zîrâ nâ endişe kaynağı I olan Avrupa’dan İde kendilerine
bir lamaya çalışıyor-üşünceler altında Süleymân’ın Iran ik seferi oldu. 24 Kasım’da Bağdâd’a giren Osmanlı ordusunun ardından, Azamiyye’de bulunan imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin kabrini ziyâret edip, büyük bir türbe yapılmasını emrettikten sonra, Mûsâ Kâzım ve diğer İslâm büyüklerinin kabirlerini ziyâret eden Pâdişâh, 30 Kasım’da şehre girdi. Bağdâd’da ahâlinin, âlimlerin. kumandanların ve devlet adamlarının iştirâkiyle şükür ifâdesi olan dînî merâsim yapılarak ihsânlarda bulunuldu. 1534-1535 kışını Bağdâd’da geçiren Sultan, burada Osmanlı devlet teşkîlâtını kurdu. Şâir Fûzûlî meş-hür Bağdâd kasidesini bu sırada takdîm etti. Sultan, Bağdâd'ın mübârek beldelerini. Kerbelâ'da hazret-i Ali ve Hüseyin'in makamlarını ziyâret etti. Abdulkâdir-i Geylânî hazretlerinin kabrine türbe ve yanına imâret yaptırdı.Bu seferde, Irak-ı arabvelrak-ı acem fethedildiği için bu sefere; iki Irak seferi mânâsına Irakeyn seferi denildi Bir sene altı ay yirmi yedi gun süren Irakeyn seferi neticesinde; bölgedeki şiî Safevî hâkimiyeti son bularak, Bağdâd dâhil, Basra Osmanlı topraklarına katıldı.Irakeyn seferi dönüşünde, on iki sene sekiz ay on sekiz gün OsmanlI Devleti’nin en yüksek makâmı olan vezirlik makâmında kalan ve hiç bir vezire nasîb olmayan hudutsuz salâhiyetlere sâhib olan İbrâhim Paşa, sorumsuz hareketlerde bulunmasından ve saltanatta gözü olması yüzünden 6 Mart 1536’da îdâm edildi. Sadâret makâmına ikinci vezir Ayâs Mehmed Paşa getirildi.Sultan, İran seferine çıkmadan önce İstanbul’a gelen Barbaros Hayreddîn Paşa ile görüşüp kendisine beylerbeylik ünvânı verildi.Cezâyir beylerbeyi ve kapdân-ı deryâ olan Barbaros Hayreddîn Paşa, bundan sonra bütün ömrü boyunca Akdeniz’i bir Türk gölü hâline getirmek için olanca gücü ile çalıştı (Bkz. Barbaros Hayreddîn Paşa).
OsmanlI ordusu karada ve denizde muhârebelere devâm ederken Kânûnî Sultan Süley-mân. OsmanlI Devleti’nin İktisâdi, siyâsî, askerî ve sosyal bakımdan en güçlü olduğu bu asırda; fakir, zayıf, muhtaç ve kralını dahi esâ-retten kurtardığı Fransa’ya ticârî imtiyazlar verdi. Bu, ileriye dönük bir siyâsî yatırım idi. Kapitülasyonlar olarak bilinen ticârî imtiyazlar. Dâmâd ibrâhim Paşa ile Fransa elçısi Jean de La Forest arasında 18 Şubat 1536’da imzâ-landı. Kapitülasyonlar 1569.1579. 1580. 1614. 1673. 1740 senelerinde yenilenip, imtiyazlar genişletildi ve başka ülkelere de verildi. (Bkz. Kapitülasyonlar).Avusturya ile Osmanlı Devleti arasındaki barış, ufak tefek hudut hareketlerine rağmen devâm ediyordu. 12 Mart 1537'de Kilis kalesinin fethi önemli bir hâdise ise de Avusturya sulhunu bozar mâhiyette sayılmadı. Bu sırada Ve-nedik’in, Dîvân-ı hümâyûnun Osmanlı-Fransa ittifakına dâvet eden teklifini reddetmesi ve OsmanlI Devleti’nin düşmanı, Karada ve denizde birinci rakîbi olan Almanya-İspanya ile gizli ittifak müzâkerelerinde bulunması üzerine Kânûnî Venedik üzerine sefere karar verdi. Bundan gâye, Napoli krallığını zabte-derek Roma’yı ele geçirmekti. Bu sefere de, Fâtih Sultan Mehmed Han’ın seferi gibi Pulya seferi denildi. 17 Mayıs 1537’de Sultan İstanbul'dan hareket etti.Kânûni Sultan Süleyman Han'ın Rodos'u muhâsarasını gösteren bir minyatür (Süleymânnâme adlı eserden)
Sultan. İstanbul-Edirne-Filibe-Uskub-Elbasan yoluyla Arnavut-luk'un Avlonya limanına geldi. Burası İtalya’nın Otranto limanının tam karşısına düşüyordu 280 parçalık gemiden meydana gelen donanma. Pâdişâh’dan iki gun önce Avlonya körfezine girmişti Osmanlı-Fransız ittifakına göre. Türk donanması Güney İtalya’ya hucûm ettiği sıraaa. Fransız kralı da Kuzey İtalya’ya yürüyecekti. Fakat Fransa kralı. OsmanlI Devleti ile olan andlaş-ınasma rağmen bu sözünde durm.ıdı çıkardı ve Otranto fethedildi. Böy-lece 56 sene sonra Türkler tekrar İtalya yarımadasının topuğunu fethettiler. Bu sırada Adriyatik denizinde Venedik’in büyük donanması. Yunan denizinde İspanyoı ve İtalya donanmaları mevcûd idi. Avrupa’nın en kuvvetli bu iki donanması. OsmanlI donanmasının İtalya’ya asker çıkarması karşısında herhangi bir müdâhale yapmaya cesâret edemedi. Fakat bu fetih de geçici oldu. 21 gün sonra Lütfi Paşa, Otranto’yu boşaltarak Avlonya’ya geri dondu OsmanlI ordusunun birinci hedefi. Güney İtalya’yı ele geçirmekti Fakat siyâsi ve askeri
çıkarıldı Adanın tai rilmesine rağmen, kem olan Kortu k, met ediyordu. Kaı adası karşısındaki sine geldiği sırac Ayaş Paşa komuta: bin asker daha aı Kale muhâfızlarma olma teklifi redde günlük bir muhâi Pâdişâh. Barbarr Paşa nın bütün ric rağmen muhâsai ması emrini verdi bu kadar çabuk k mevsim şartlarını ve bir düşman < Türk askerini şeh sebepler vardı. Asi olduğunu gören mücâhid kulumu, ye bedel kılmam” mayı kaldırdı.Budin'in bir masından ürktüğü 1 Türk-lslâm tehli-lederek propagan-Avusturya, Alman ıpa devletlerinden dlu büyük bir hıris-opladı. Peşte kale-müttefik Avrupa I, Budin beylerbeyi de Bâli Bey sekiz jdâfaada bulundu, nerek ordusunun Kasım 1542’de ola çıkan Kânûnî, iken 24 Kasım’da gece taarruzuyla ¡azanıldı. Edirne’de geçiren in emniyet ve teş-mek için onuncu Î71 parçalık Tuna sı da büyük mik-le mühimmât ile ıkbeyi Ali Bey ile n Ağa nezâretinde )rdu. 4 Haziran’da n Kânûnî, iki gün ırmağını geçerek î girdi. Yol üzerin-h ederek ilerleyen u, 29 Temmuz’da nde görüldü. Baş-erkezi olan Ester-Mman, İtalyan ve fız askerleri koru-dâfîleri, teslim tek-tmeyince, devrin 'sirli ateşli silâhla-»nlı ordusu, üç yüz leyi dövmeye baş-leymân Han’ın en derinden biri olan ne gayet tedârikll
Sunu cu'kadan çevirerek onu tcunâmen mahveden Semendire sancakbeyi Gazi Bâli Bey, Mohaç harbinden yıllar sonra sancakbeyliği alâmeti olarak kendinde mevcûd olan iki tuğun üçe çıkarılmasını ricâ ederek, Pâdişâh*dan bir tuğ daha istemişti.Bizden bir tuğ dâhi arzu eylemişsin. Henüz bir tuğ zamanı değildir. Sana Muhammed Mustafâ* nın sallallahü aleyhi ve sellem fetih tuğunu verdik. Bu ihsân üzerine iyilik olmaz. Bunun şükrünü bilip yerine getiresin. Bilesin ki bey olmak iki kefeli terâzidir. Bir kefesi Cennet, bir kefesi Cehennemdir. Bir adaletle ^hükmetmek, yetmiş yıllık ibâdetten efdâldir. Âhir eti hatırdan çıkarmayasın. Serasker olduğun yerlerde ve hükmünün geçtiği mahallerde bir kimseye zulüm ve düşmanlık etmekten şiddetle sakınasın. Âhi-rette bize hitâb olunursa, senin yakana yapışırım. **Ol vilâyetleri kılıcımla fetheyledim** dcmeyesin. Memleket, Allahü teâlâ hazretleri-nindir. Dikkat edip, nefsine gurur getirmeyesin. Feth olunan kalelerin mal ve erzâkını hep beyt-ül-mâl için almışsın. Buna nzâ-yı hümâyûnum yoktur. Beşte birini alıp, geri kalanını İslâm askerlerine dağıtasın. İslâm askerlerinin ihii-yârlanm baha, orta yaşlılarını kardeş ve gençlerini oğul bilesin. Babalara hürmet edesin, oğullara ¡fefkat gösteresin. İslâm askerine hiç bir veçhile zorluk çektirmeyesin. Nimeti hol veresin. Eğer hazînen tükenirse, buraya bildiresin ki, sana hir-iki bin kese göndermekten aczim yoktur. Halkın fakirlerini, rencide ettirmekten şiddetle kaçınasın ki, bizim halkımızı rahat görüp, küffâr halkı imrensinler. Meyi ve muhabbetleri bizim tarafa olsun. Bir kimseyi hizmetinde kullandığın zaman da sakın evvelki hâline îtimâd etmeyesin. Çok kimseler vardır, elinde fırsat olmadığı zamanda zâhidlik ve iyilik yüzü gösterip, eline fırsat geçtiği zaman Fir*avn veNemrûd olur. Ol kimseleri tecrübe edip göresin. Eğer evvelki hâli son hâline uygunsa, hizmetinde kullanasın.Şehrin büyük kilisesi câmiye çevrilerek Pâdişâh burada Cumâ namazını kıldı. Osmanlı fütûhâtı, Avrupa'da devâm ederek, eski Macar krallarının taht merkezi İstolni-Belgrad 20 Ağustos'ta kuşatıldı ve şehir 4 Eylül günü fethedildi. Kralların gömüldüğü büyük kilise, halkın ricâları üzerine câmiye çevrilmiyerek, başka bir kilise câmi yapıldı. İstolni-Belgrad, sancak merkezi olarak Budin beylerbeyliğine bağlandı. Mevsim ilerlediğinden. Pâdişâh, 6 ay 23 gün süren Macaristan seferi sonunda, 7 Eylül günü İstanbul a dönmek için hareket etti ve 16 Kasım 1543’de İstanbul’a vardı. Yolda, oğlu velîahd şehzâde Mehmed’in ölüm haberini alarak çok üzüldü. Nitekim Pâdişâh kendi adına yaptırmakta olduğu câmiyi çok sevdiği oğlu Mehmed’ in adına, yanına bir türbe yaptırmak sûretiyle tamamlatmıştır.Sultan’ın İstanbul’a dönmesine rağmen, Avusturya hudû-dunda Osmanlı fütûhâtı durmadı. Budin beylerbeyi AvusturyalIlara âid bir çok kaleyi fethetti. Bütün Avrupa’nın imparatoru olduğunu iddiâ eden Şariken ile kardeşi, Avusturya kralı Ferdinand, sulhe baş vurarak İstanbul’a birer elçi gönderdiler ve kendilerini böy-lece kurtarmaya çalıştılar. Uzun süren müzâkereler neticesinde 13 Haziran 1547’de kesin andlaş-maya varılarak, 19 Haziran’da İstanbul muâhedesi imzâlandı ve Almanya ile Osmanlı Devleti arasındaki savaşa son verildi. Muâ-hedeyi 1 Ağustos’da Şariken 8 Ekim’de de Kânûnî Sultan Süley-mân tasdîk etti. B" andlaşma ile kudret ve azâmet bakımından muâsır devletlerden hiç birisi ile eşit olmayan Osmanlı Devleti’nin; cihan devleti sıfatı bütün dünyâ Kânûnî Sultan Süleyman Han’ın lopkapı Sarayı’nda bulunan kılıcı.
Önemli mes’elelerle meşgûl olması sebebiyle, İran Safevî Devleti iyice toparlandı. Şiîlik propagandası ve Doğu Anadolu’yu geri alma siyâsetini tâkib eden Safevî Devleti üzerine yeni bir sefer açılması lüzumlu bir hâl almıştı. Osmanlilí en ücrâ köşelere t dana çıkabilmek k tânının dönüşün! başka çâresi yok gün kalan Sult£ kalesi önüne geldi şâhı bu seferde Si önemli topraklarıı Ağustos’ta Van geçirdi. Kaleyi ço tahkim eden Sull Diyarbakır’a, oradi da Haleb’e geldi > geçirdi. Bu sırac Isfehan ve Kum d lar yapmakla vazî 1549 bahanı ayrılan Sultan, Diyarbakır’da ka Ahmed Paşa’yı G rina yolladı. Bu s Gömge, Penak, ( gar. Abadır kalel fethedildi. 5 Kasıı dan ayrılan Sulh İstanbul’a döne Tebriz seferi olí sefer-i hümâyûnı gün devâm etti.OsmanlI o Anadolu’dan ay 1551 senesine !• masb herhangi bulunmadı.
Büyük Osnıanlı Sultânı Kânûnî’ nin vefât etmesi.
çok sevilirdi. Hayâtı etere koşmakta ve meydanlarında geçen an Süleymân’ın devinil Devleti çok zen-ırk altı yıl süren jddetince, İslâmiyet'i ) başka bir şey
Avrupa’nın en ırlerine kadar ulaşan hbârat ağı sâyesinde, hâdiseden haberi mî Sultan Süleymân, B Ispanya’yı birbirin-k olan Martin Luther’i, aya çıkışında keşfetti, her’in günlük yediği dar her türlü hâl ve
Avrupa iç çekişmelerini hazırlayarak, OsmanlI Devleti’nin karşısında güçlü bir birliğin meydana gelmesine mâni oldu.
Kânûnî Sultan Süleymân Han, âlimler ile Allah dostlarına çok hürmet eder, her birine hâllerine göre izzet ve ikrâmlarda bulunurdu. Sünbül Efendi ve talebesi Merkez Efen’diye, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin halîfelerinden Baba Haydar’a ve İstanbul’daki diğer evliyâya çok hürmet gösterirdi. ömrünün sonuna doğru. Nûreddînzâde Muslihiddîn Efen-di’yi yanından hiç ayırmaz olmuştu. Âlimlere danışmadan hiç bir iş yapmaz, Allah dostlarının nazarlarını üzerinden eksik etmezdi. Âlimler için medreseler, evliyâ için tekkeler yaptırır, fethettiği yerleri câmilerle mâmur ederdi. Devrinde kültür ve san’at faâliyetleri doruk noktasındaydı.
Zenbilli Ali Cemâlî Efendi, Taş-köprüzâde, Kınalızâde Ali Efendi, Celâizâde Mustafa Bey, Halebî Ibrâhim Efendi, Çoğrafyada; Pîri Reis ve Şeydi Ali Reis ile Anadolu atlası sâhibi Matrakçı Nasûh, hattatlıkta; şeyh Hamdullah’ın oğulları ve talebeleri meşhûrdu. Şiirde “Sultân-üş-şu’arâ" Bâki Efendi’ nin üstünlüğünü herkes kabûl ederdi.
Her OsmanlI pâdişâhı gibi Kânûnî Sultan Süleymân Han da kul hakkına çok riâyet eder, âhi-rette kendinden hesâb sorulmasından, çok korkardı. Çeşitli hizmet birimlerinden meydana gelen Süleymâniye külliyesi tamamlanınca, mîmârından işçisine kadar, orada çalışanlardan helâllik almak istedi ve çalışanların hepsinin toplanmasını istedi. Verilen gün ve saatte herkes geldi, insanların hakkı geçmemesi için, onları bekletmekten de hoşlanmayan sultan Süleymân Han, saatinde gelerek, kendisi için hazırlanan yere geçti. Sultanlar sultânı, en tatlı sesiyle, önce Allahü teâlâya hamdetti. Sonra Peygamberler sultânına salevât getirdi. O’nun güzel ve güzîde Eshâbını hayırla andı. Sonra da ecdâdına ve bütün din kardeşlerine, Fâtihalar gönderip, duâda bulundu ve; "Ey din kardeşlerim!.. Can kardeşlerim! Görüyoruz ki, bu câmi-i şerîf tamamlanmıştır. Ona emeği geçenlerin cümlesinden Kâdir Mevlâm râzı olsun! Ancak hemen şunu söylemek istiyorum ki, çalışıp da hakkını alamamış kim varsa gelip bizden istesin...’’ dedi. Çıt çıkmıyordu. Yüce Pâdişâh sözüne devâm edip; "Olabilir ki, hakkını alamayan kimse, burada değildir. Burada olanlara ahdim olsun ki, gelmiyenlere söyliyeler
samsung replika sizler icin sundu.





merve mobile, samsung replika, replika samsung,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder